MIMARIDE UTOPYALAR VE HAYALLER | UTOPIAS AND IMAGINATIONS IN ARCHITECTURE


                                         




“Fütürisler modern teknolojinin kutsanmasını grotesk ve özyıkıcılığa varan bir uca dek götürdüler. Buysa aşırılıkların bir daha tekrarlanmamasını sağladı. Ama makinalara karşı düzdükleri, eleştiriye yer vermeyen romansları, halktan kopukluklarıyla birleşerek daha az aykırı ve daha uzun ömürlü tarzlarda yeniden hayat bulacaktı. Bu tarz modernizme, Birinci Dünya Savaşından sonra “makine estetiği”nin rafine biçimlerinde; Bauhaus ,Gropius ve Mies van der Rohe’nin , Le Corbusier ve Leger’in, Ballet Mecanique’nin teknokratik pastorallerinde rastlıyoruz.Bir başka Dünya Savaşının ardından, bu kez Buckminster Fuller ile Marshall McLuhan’ın high-tech (yüksek teknoloji) rapsodilerinde ve Alvin Toffler’ın Gelecek Şok’unda karşılaşıyoruz.”
 Marshall Berman - Katı Olan Her Şey Buharlaşıyor
  





Ütopyalar hakkında


    Ütopya
, aslında olmayan, tasarlanmış olan ideal toplum şekli anlamı taşır. Köken olarak Yunanca  "yok/olmayan" anlamındaki ou, "mükemmel olan" anlamındaki eu ve "yer/toprak/ülke" anlamındaki topos sözcüklerinden türemiştir. Ütopyalar, bugün gerçekleşmesi imkânsız toplum tasarımlarıdır. Ütopyalar üzerine

görüşler iki biçimde ortaya çıkmıştır. Bir kısmı özendirici, istenen nitelikte, diğer bir kısmı ise korkutucu, ürkütücü ütopyalardır.
  
Eutopya olumlu ütopyadır.  
Distopya olumsuz ütopyadır.

    Memnuniyetsizlik sonucundan doğan ütopya, gerçekleşmesi zor gibi görünen fikirleri tanımlayan bir kavramdır. Etimolojik (köken bilimi) açıdan bakıldığında, Eski Grekçe’de iki kelimenin “U” olmayan, varolmayan, düş, hayal ürünü, uydurma ürünü ve “Topya”da, “Topos” “TOPİA”, toprak parçası, mekan, bölge, yer, yerleşke, ülke sözcüklerinin birleşmesiyle oluşmuştur. Orta Avrupa dillerine geçerken, deforme olarak ütopya şekline dönüşmüştür.
                            Mimarlık ve Ütopya İlişkisi

  METROPOLİS  William GİLLETTE, 1890
                                                   
           Mimarlık için de eski dönemlerden beri ütopya vardır. Toplumsal, ekonomik ya da teknolojik nedenlerle gerçekleştirilmeleri olanaksız görülen, aklın ve mantığın sınırlarını zorlayan projeler, ütopik mimarlık kapsamına girerler. Bu projeler genelde kenti ve yaşamı değiştirmeyi, ideal dünya düzeni getirmeyi amaçlarlar. Bunlara düşsel mimarlık da diyebiliriz. Düş kurmanın kökeninde düşünmek vardır. Ütopya da, düşünen toplumlarda daha yaygındır.(Hasol).
 
     Ütopyalar mimari üretimi tetiklemiştir. Çoğu zaman hiç uygulanma iddiasıolmayan bazı ütopik tasarılar, üretildikleri dönemden sonra başka mimarlar tarafından gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Ayrıca ütopyalar, mimari üretimin tıkandığınoktalarda, mimari söylemlerin mevcut kentsel ve mimari sorunlarıçözemediği zamanlarda önemli bir rol oynamış, mimari üretimi harekete geçirmişler, mimarlığa yeniden inanç duyulmasına katkıda bulunmuşlardır.
                                      

                           Mimari Alanda Üretilen Ütopyalar
      20. yüzyılın büyük ütopya dalgası 2. Dünya Savaşı sonrasında yaygınlaşır. 1960’larda, Japon Metabolizm hareketi, İngiliz Archigram grubu, Viyana’daki Coop Himmelblau ve Buckminister Fuller, ütopik mimarlığın çok dikkate değer örneklerini vermişlerdir. 
                           Konut Üzerine Ütopyalar
İdeal toplum ve düzen arayışı bağlamında, ilk olarak edebi metinlerde karşımıza çıkan ütopya felsefesi zamanla yaşadığımız mekanları da optimize etme çabalarını doğurmuş, ideal konutun nasıl olması gerektiği ile ilgili, yüzyıllar boyunca bir çok fikir ortaya atılmıştır. Tasarlandığı dönemlerdeki teknolojik, sosyal ve çevresel faktörler doğrultusunda sürekli şekillenen ideal konut kavramıyla ilgili 20. yüzyıl başlarında makineleşmenin de getirdiği yeniliklerle; seri üretim, makine konut gibi kavramlar ortaya çıkmış, 21. yüzyılda ise sürekli dinamikleşen yapı ve çevresel problemler sonucunda hareketlilik, yeni yapı malzemeleri ve sürdürülebilirlik kavramları önem kazanmıştır.
                             
                                                                YAPILAN ÇALIŞMALAR        





       *20. Yüzyıl Ütopyaları

          20. yüzyıl ütopyaları teknoloji etkin ütopyalardır. Bu dönem ütopyalarında, büyük şehir planlarının yanında sosyal yaşantının pratik problemlerine çözüm bulmayı amaçlayan öneriler vardır. Yüzyıl başındaki Le Corbusier, Tony Garnier gibi, kentlerin makinelere benzer şekilde işlemesi gerektiğini öneren ütopyacıların yanında Buckminister Fuller gibi, sadece konut sorununu ele alan ütopyacılar da vardır. Makine imgesi ortak olarak bu dönemdeki teknolojik ütopyaların vazgeçilmez bir parçasıdır.
       20. yüzyılda, etkili birçok ütopik etkinlik ortaya çıkmıştır. Bunlar arasında, Sovyet Konstrüktivistler, Le Corbusier, Walter Gropius, Peter&Alisson Smithson, Archigram, Buckminister Fuller, Metabolistler, Yona Friedman, Superstudio gibi öncü mimar ve gruplar bulunmaktadır. Hepsinin hem kendi çağlarına hem de şu an yaşadığımız çağa çeşitli açılardan etkisi olmuştur.

          1.  Buckminister Fuller
   Buckminister Fuller'i bir mimar olarak tanımlamaktan çok bir mucit olarak tanımlamak daha doğrudur. Gerçekten de Fuller 60'lıyaşlarının sonunda bir diploma ile onurlandırılana kadar herhangi bir mimarlık diplomasıya da derecesi almamıştır (Applewhite, 1999). Ancak bu değerlendirme onun mimarlık dünyasınıderinden etkilediği gerçeğini değiştirmemiştir. Ne var ki, Fuller'in yaptıklarının değeri, buluşlarından yaklaşık 20 yıl sonra, 50'li yıllarda değer bulacaktır. 1928 yılında Fuller ilk defa geliştirdiği 4D  prefabrike ev için patent haklarınıalmak üzere Amerikan Mimarlar Enstitüsüne başvurduğunda, sadece fikirleri nedeniyle reddedilmekle kalmamışaynızamanda mimarlık alanına el attığından dolayıda tepki çekmiştir. Fuller hayatının büyük bölümünde mimarlık dünyasıtarafından dışarıdaki (outsider) olarak değerlendirilmiş, gerçekçi olmayan ürünlerin ilginç mucidi olarak görülmüştür. 50'lerin sonlarında ise Fuller ve projeleri hak ettiği değeri bulmuş, projeleri dönem sonrasındaki birçok ütopik etkinliğe esin kaynağı olmuştur
Dymaxion House çizimi ve iç mekanı
                                    




                                       



Dymaxion Wichita House


                                                                                    

  Geodezik kubbe

                                                                                  




       2.Archigram
           Archigram kelimesi mimari telegraf (architectural telegram) kelimesinin kısaltmasıdır. 1961 ve 1974 yıllarıarasında mimarlık camiasını çok derinden etkileyen bir dizi magazin adınıve bu magazin etrafında toplanan bir grup genç İngiliz mimarıhatta mimarlık öğrencisini tanımlar. Peter Cook, David Grene ve Mike Webb tarafından kurulan gruba sonradan Ron Herron, Dennis Crampton ve Warren Chalk'ın katılmasıyla oluşan grup, yüzyılın en önemli ütopik etkinliğini gerçekleştirmişlerdir. Archigram'ın ilk sayısı yayınlandığında mimarlık dünyasıbüyük bir şoka uğramıştır. O güne değin üretilmemişbir yıkıcılıkta ve etkili bir dizi provakatif ütopya, mimarlık dünyasının acilen bir değişime uğramasıgerektiğini, ayağa kalkmasıgerektiğini söylüyordu. Üstelik bu söylemi o güne değin kullanılan mimari çizim teknikleriyle değil de, daha çok pop kültüre, çizgi romana referans veren görsellerle ifade ediyorlardı.

Plug-in City
                                                       
  


Kapsül ev






Konut ve işyerlerine Plug-in konseptinin uygulanması
1990's House
Cushicle
Suitaloon

Sprey plastik ev

WalkingCity




        *21.Yüzyıl Ütopyaları

   Seçilen 20. yüzyıl konut ütopyalarının ortak olarak öngördüğü kavramlar bugünün dünyasında ortaya çıkmış gerçekliklerdir. Bugün konuttan beklentilerimiz de büyük oranda ütopyaların öngördüğü düzeye ulaşmıştır.Yeni malzeme-yapım sistemleri, bilgi ve iletişim teknolojilerinin konutlarda kullanımı, gelişen bu teknolojilerin konut mekan organizasyonunu etkilemesi sonucu kullanıcı- konut ilişkisindeki değişimler; sosyo-kültürel ve demografik değişimler; çevre kirliliği, enerji sorunu, küresel ısınma ve iklim değişiklikleri gibi çevresel etkenler ve teknolojinin 60'lıyıllardan günümüze kadar olan özellikle bilgisayar alanındaki gelişiminin, konut üretiminde kalite artışınısağlamasıve kullanıcıların da beklentilerine büyük oranda cevap verebilmeyi mümkün kılması, günümüz mimarlarınıgeleceğin konutu hakkında fikirler geliştirmeye yöneltmişve bu fikirler doğrultusunda akıllı konut, hareketli konut ve sürdürülebilir, ekolojik konutlar gibi bazı konut tipleri ortaya çıkmıştır. Yüksek derecede hareketlilik barındıran 21. yüzyıl dünyasının bilgisayar teknolojisiyle birlikte sanal mobilite kavramıda ortaya çıkmıştır. Her türlü teknolojik imkanı barındıran Akıllıev olarak tanımlanabilecek evlerdeki bilgisayar destekli elektronik ekipman sayesinde insanlar evlerine bağlıolmadan istedikleri kadar hareket edebilmektedir. Evlerdeki akıllı sistemler eve bağlıolma durumunu kaldırmıştır, örneğin; yemek pişirirken ya da evde yaşlı bir insan bulunduğunda evde bulunma zorunluluğu ortadan kalkmıştır. Sanal bilgisayar sistemleri sayesinde hareketliliğin sınırlarıartırılmıştır. Ayrıca iletişim sistemlerinin gelişmesiyle fiziksel olarak hareket etmeden başka mekanlarda etkinlik gösterme imkanları oluşmuştur.
   21. yüzyılda ortaya konan konut ütopyalarıarasında aşağıda incelenen çağdaşkonut
önerilerinde de görülmektedir ki, günümüzün teknolojik altyapısıyla, ütopyalarda
öngörülen düzeyde bir konutu üretmek artık mümkün olmaktadı.



          1. Microsoft
“Microsoft Home of the Future”(Microsoft Geleceğin Evi), “Microsoft” firmasının
gelecek 5-10 yıl sonrasıiçin öngördüğü akıllıev projesinin ismidir. Bu projede geleceğin
evinde olacağıdüşünülen fonksiyonlar Microsoft'un geliştirdiği teknolojik donanım
yoluyla sağlanmaktadır.




         2. McDonough
E-House, 2000


                                                                             daha fazla bilgi icin
a. Hızlıüretilen ve uzun ömürlü olan yapım malzemeleriyle yapılmış,
b Döşeme, tavan, duvarlar ve çatı; gaz, güneşenerjisi, fotovoltaik piller veya
elektrik gibi farklıenerji kaynaklarıyla çalışan ısıtma ve soğutma sistemlerinin bir
parçasıhaline getirilmiştir.
c. Akıllıkonuta Internet üzerinden erişilebilmekte ve kontrol edilebilmektedir. Her
konutun bir e-mail adresi ve web sayfasıbulunmaktadır.
d. Günümüzde etkili olan tüketim kültürü içinde bir zorunluluk haline gelen geri
dönüşümlü malzeme ve yapıbileşenleri konut tasarımında yerini almaktadır.
e. Akıllıkonutların yapımında, çevresel duyarlılığın da etkisiyle doğal ve alternatif
malzeme kullanımıartmıştır. Bu bağlamda E-House projesinde de döşemeler,
kapılar, kaplamalar ve merdivenlerde bambu kullanılmıştır 

           3.MIT
Günümüzde akıllıkonut teknolojilerinin geldiği son nokta ve geleceğin akıllıkonut tasarımının yönü açısından MIT, Geleceğin Evi Konsorsiyumu “MIT House-n, The Home of the Future Consortium” projesi iyi bir örnektir. “House-n” projesi, teknolojik gelişmelerin, yeni sistemlerin ve servislerin konutta geleceğin ihtiyaç ve beklentilerine nasıl daha iyi yanıt verebileceği sorusundan hareket eden bir ütopik konut tasarımıve yapımı konularının araştırmasıdır. Proje ekibi; mimar, bilgisayar, inşaat ve yapı mühendislerinden, psikologlardan ve malzeme bilimcilerden oluşmaktadır. Projede evrensel tasarım ilkeleri doğrultusunda, çok amaçlı, dönüşebilir ve esnek bir konut laboratuarıinşa edilerek, yapım otomasyon ve tasarım sistemleri denenmiştir. Massachusetts’de inşa edilen House-n “Living Lab” örneği, yeni malzeme, yapım yöntemleri, sistemler ve mimari yaklaşımların denenebileceği modüler birimlerden oluşan, esnek bir çekirdek aile konutu olarak tasarlanmıştır. Projede, konut tasarımının her aşamasında kullanıcıkatılımınıgerçekleştirmek için web tabanlıbir tercih motoru geliştirilmiş, bunun yardımıyla kullanıcıya sorular yöneltilerek mimar ve müşteri görüşmesine benzer bir sanal ortam oluşturulmuştur.
                                                                    gaha fazla bilgi icin
              4.Jennifer Siegal
Jennifer Siegal’in taşınabilir konut projesinin ana ilkesi ekolojik-duyarlıyapı malzemeleri kullanımı, minimalist iç mekan tasarımıve karşılanabilir maliyetlerle esneklik ve hareketlilik sağlayabilmektir. Hem yaşama hem de çalışma mekanı olarak işlevlendirilebilen yapı6x12 metre boyutlarındadır. Birimler tekil olarak kullanılabileceği gibi, aynı zamanda avlu ve bahçe gibi ortak mekanlar yaratmak için gruplanabilmektedirler. Hareketli konutun tasarım yaklaşımı, yerleştirildiği her ortama uyum sağlayan ve yeni sosyal dinamikler üreten bir ortam oluşturabilmektir. Son teknolojilerin de kullanıldığı“taşınabilir ev”, dizüstü bilgisayarıve cep telefonu ile yaşayan kullanıcılara da ulaşmak hedeflenmektedir.

Taşınabilir konut, Jennifer Siegal

                     5.Colani ve Haus
      Günümüz yaşam koşullarına ve alışkanlıklarına bakıldığında, çok uzak sayılamayacak bir gelecekte kariyerlerine önem veren, yoğun çalışıp yalnız yaşayan insan sayısında bir artış olacağı görülmekte ve bu nedenle minimum alanda maksimum fonksiyon sağlayıp kullanıcısının tüm ihtiyaçlarına karşılık verebilen tek mekanda yoğunlaştırılmışbarınma anlayışından hareketle bazıkonut tasarımlarıgeliştirilmiştir. Bu tasarımlara örnek gösterebileceğimiz “Colani Rotor Evi” Colani ve Haus tarafından 2005 yılında tasarlanmışve minimum hacim içinde maksimum yaşam alanı
sağlamaya yönelmiştir. Ütopik konut kavramı için büyük bir gelişme sayılabilecek bu proje, fonksiyonel bir tasarım anlayışı ve daha ekonomik çözümlerle ev
tasarlama yaklaşımıüzerine şekillenmektedir. Evin ana fikri, dönen bir hacim içinde
yaşama, uyuma, yemek ve banyo işlevlerini karşılamak, böylece yaşama mekanıile farklı
hacimlerin isteğe bağlıolarak ilişkilendirilebilmesini sağlayıp mekan geçişlerinde yeni
alternatifler yaratmaktır (Şekil 30). Proje, 6 x 6 metre içinde kullanıcının tüm mekansal
gereksinimlerini karşılamaktadır. Rotor evinin, gelecekte yalnız yaşayan kent gezginleri ve
küçük aileler için ideal bir konut modeli olacağısöylenebilir


                      6.Martin Ruiz de Azúa

Martin Ruiz de Azua'nın "Basic House" ya da Türkçe çevirisiyle "Temel Ev" projesi, isminden de anlaşılabildiği gibi cepte taşınabilecek bir ev fikrini anlatıyor. Basic House, 8 kübik metre çapında çift taraflı metalik polyesterden yapılmışbir iç mekandır. Yönü değiştirilebilir malzemenin bir tarafı soğuktan korunmak için altın diğer tarafısıcağa karşıizolasyon sağlamak için gümüştür. Bir kez iç ve dış iklim renklerini seçtikten sonra sönükken 200 gram ağırlığındaki malzeme, içine hava verilerek şişip hazır hale geliyor. Malzeme şişirildikten sonra, içine yuvarlak bir delikten girilmekte, yarıgeçirgen bir malzeme olduğundan içerden dışarısıda gözükmektedir. Yüksek derecede hareketli bir yaşama göre düşünülmüşbu tarz fikirler, günümüzde çoğunlukla evsizler ve dağcılık gibi kamp gerektiren sporlarıyapan sporcular için düşünülmektedir. projedeki temel yaklaşım, Archigram'ın Cushicle projesiyle neredeyse aynıdır. Mike Webb'in projesi bir yaşam destek paketi gibidir ve istenilen yerde kurulabilir. Webb'in bu fikrini geliştirdiği “Suitaloon” projesi de benzer şekilde yüksek derecede mobil bir yaşam modülüdür. Archigram'ın fikirleri ütopik yaklaşımlarıaçısından şüphesiz Martin Ruiz de Azua'dan daha radikal ve kapsamlıdır. Azua'nın temel evi sadece içinde bulunmak için düşünülmüşken, Archigram bütün yaşamsal faaliyetlerin gerçekleştirilebileceği bir yaşam modülü önermektedir. Ancak iki proje şişme yapılar önermesi, tekstil malzemeler kullanması, yüksek düzeyde hareketlilik içermesi ve barınma problemine temel ve basit bir yaklaşımla cevap vermesi yönleriyle birbirlerine çok benzerler.

Out of Pocket, Basic House 

                          

                                 Out of Pocket, Basic House                         
7.Zoka Zola
Sanayi devrimi ile birlikte hızlıbir yapılaşma sürecine giren Dünya, bu ilerleme sürecinde, yenilenemeyen enerji kaynaklarını savurgan bir biçimde tüketmiştir. Bu durum eko sistemi ve canlıların yaşamınıtehdit eden bir boyuta ulaşmıştır. Günümüzde giderek bir sorun haline gelen enerji sıkıntısıgelecek için üretilen tasarımlar üzerinde de etkili olmuşve konutlarda sürdürülebilirlik ve ekoloji kavramlarıtasarım aşamasına dahil olmuştur. Bu bağlamda günümüzde enerji tasarrufu için hazırlanmışve ütopik olarak adlandırılan yaşama alanlarıtasarımlarıyapılmaktadır. Zoka Zola tarafından Chicago’da tasarlanan “Glass ve Bedolla House” adındaki konut projesi, gerek arazi üzerindeki konumlanışı, gerekse ışığıalışı, bitkilerin yaz/kışistenen ev sıcaklığınıkoruması, duvarların, pencerelerin yönü gibi özellikleri ile enerji tasarrufunu hedefleyen bu tasarımlara bir örnektir. Konut 3 katlıolup, esnek, ekolojik ve sürdürülebilir tasarım yaklaşımları doğrultusunda geliştirilmiştir.
Glass ve Bedolla evi
                                                                
                                                                   daha fazla bilgi icin



...  ve kisaca  resimleriyle  bazi ütopik projeler ...
Mekânsal Yığınlar
Yona Friedman sene 1956-1960 arasi
   

daha fazla bilgi icin
daha fazla bilgi icin





Yeni Babilon  
Constant Nieuwenhuys sene 1960
daha fazla bilgi icin









Lionel Mirabaud  ve Claude Parent sene1963







Köprü-Kent
 James Fitzgibbonsene sene 1960




Yerleşim Birimleri
  Pascal Hauserman
sene 1962
daha fazla bilgi icin





Deniz Kent   
Hal Moggridge, John Martin, Ken
Anthony
  sene 1968 



daha fazla bilgi icin



Otobus kopru
 Guy Rottier sene 1966


                                                  

                                             

Popular Posts